×

Bireysel Sonuç Sorgulama

×
Diğer Sonuçlarınız
Sonuç

Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar

 Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar

Genellikle cinsel aktif kişilerde saptanan cinsel yolla bulaşan hastalıklar ( CYBH) spontan olarak iyileşebilen üretitten, Hayatı tehdit eden AIDS hastalığı gibi geniş bir spektrumda saptanabilmektedir.

Cinsel yolla bulaşan hastalıklar erkeklerde belirgin belirti ve bulgular oluşturmasına karşın kadınlar cinsel yolla bulaşan hastalık açısından enfeksiyonlara daha yatkın ve genellikle asemptomatiktir. Ancak kadınlarda cinsel yolla bulaşan hastalıklar, serviks kanseri ve servikal neoplazi başta olmak üzere inflamatuar hastalık, kronik pelvik ağrı, ektopik gebelik, infertilite, gibi komplikasyonlara sıkça neden olmaktadır.

Cinsel yolla bulaşan hastalıklar genel olarak lezyon tipine göre sınıflandırılmaktadır.

Genital Herpes Simpleks Virüsü (HSV) Enfeksiyonu

Kronik viral bir enfeksiyon olan herpes  genital ülserlerin  en sık sebebidir. Patojen etken genellikle HSV tipi 2 (% 85-95) olup % 10-15 oranında HSV tip 1 saptanabilmektedir. Bulaşma mikro travmanın olduğu, cilt bütünlüğünün bozulduğu bölgelerden direkt temas ile olur.

Human Papilloma Virüs

HPV DNA virüsüdür. Yüksek onkojenik riske sahip HPV tip 16 ve tip 18 daha çok servikal, vulvar, penil, vajinal, anal, oraferengial kanserler ve prekanseröz lezyonlar ile ilişkilidir. Onkolojenik düşük risk HPV tip 6 ve 2 enfeksiyonları peri anal siğiller ve tekrarlayan papillomalardan sorumludur.

Bulaşma mikro travmanın olduğu cilt bütünlüğünün bozulduğu bölgelerle direk temasla olur. Ve tek temasta bulaşma riski% 50 dir. Cilt dışında serviks, vajen, üretra, mesane, anüs, konjonktiva, ağız ve nazal mukoza tutulabilir.

Üretritler

Gonokoksik üretrit-Gonore (Bel soğukluğu)

Etken gram negatif diplokok Neisseria gonorrhoeae dir. En sık görülen cinsel yolla bulaşan hastalıklardan biri olan bel soğukluğunun gelişmekte olan ülkelerde insidansı artmaktadır.

Erkekler için enfekte partnerle yapılan tek bir cinsel ilişkide gonore yakalanma riski %20, dört kez yapılan cinsel ilişkide bu oran %80, kadınlarda tek bir cinsel ilişkide bu risk %50-70’dir.

Non-Gononkoksik Üretrit

Etken% 23-55 clamidya trachomatis tir. Genital mikoplazmalar (ureaplasma urealyticum, mycoplasma genitalium, mycoplasma hominis), trikomonas vaginalis ve virüsler (Herpes Simpleks virüs, Adenovirus, Epstein Barr virüs)’dir.

HIV retrovirüs ailesinde yer alan bir RNA virüsüdür ve HIV-1 (daha virulan), HIV-2 olmak üzere iki tipi vardır. HIV-1 tüm dünyada ve ABD de yaygın iken, HIV-2 Batı Afrika’da ve Portekiz gibi bazı Avrupa ülkelerinde yaygındır.

HIV enfeksiyonu kısa akut retroviral sendrom ile başlar, yıllar içinde kronik hastalığa dönüşür. İmmun fonksiyonun korunması için gerekli olan CD-4 T lenfositler zamanla tükenir ve semptomatik, hayatı tehdit eden immun yetmezlik ile sonuçlanır. HIV enfeksiyonunun geç evresini kazanılmış immun yetmezlik sendromu (AIDS) olarak tanımlanır.

Türklerde sık görülen cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar

Gonore (bel soğukluğu)

Sifiliz (frengi)

Genital klamidya

Genital herpes (uçuk)

Tricomanas vajinalis

Human papilloma virüstür.

AIDS

HIV enfeksiyonunda çok geniş spektrumlu klinik şekiller ve hastalıklar meydana gelir. HIV ile ilk enfeksiyon genellikle asemptomatiktir. Hastalığın belirtileri ateş, yorgunluk, lenfadenopati, hepatosplenomegali, artralji ve döküntülerdir. Bazen çok hafif geçen aseptik menenjit görülür. Belirtiler olsun veya olmasın virüs kanda hedef hücrelerde çoğalır.  Konak hücre genomuna entegre olur ve hayat boyu konakta kalır.

İlk hiv enfeksiyonunu takiben asemptomatik dönem başlar. Asemptomatik dönem kişiden kişiye değişir ve yıllarca sürer. Bu dönemde virüs kandan, seksüel sıvılardan izole edilebilir. Ortalama enfekte kişilerin% 50 sinden fazlasında ilk 10 yıl içinde klinik  AIDS gelişir.

Testler Elisa

Bugün hiç taramasında ve tanıda daha ucuz olması, standardize edilmiş yöntem olması, güvenilirliğinin fazlalığı ve çabuk sonuç alınması yönünden elisa testi kullanılmaktadır.

Duyarlılığı % 93- % 100 arasında değişmektedir. Test 21. gününde pozitif sonuç verir. P24 Antijenine veya P24 Antijenine ve antikoruna beraber bakılır. Tek bir sonuç olarak rapor edilir. P24 antijenini tek başına rapor eden HIV DUO testidir. Pozitif sonuçların Western Blot ve IFA (immunfloresan Assay) ile doğrulanması gerekir. Western Blot Hiv’e özgü antikorların saptanması ve doğrulanması için en sık kullanılan testtir. ancak western blot eliza testinden daha pahalıya mal olmaktadır ve daha uzun sürmektedir.

PCR

Klinik örnekten viral RNA’nın saptanması için, revers transkriptaz - polimeraz zincir reaksiyonu (RT-PCR) testleri geliştirilmiştir. RT PCR testi enzimatik bir yöntemdir. Bu PCR testleri entegre olmuş proviral DNA'yı saptanmaktadır. Bu yöntemle temastan sonraki onuncu gününden itibaren virüs saptanabilmektedir.

Hücre Kültürü

Hastadan alınan örneğin HIV üremesine uygun olan hücre kültürü ile beraber kültürü yapılır. IFA (indirek immun floresan testi) Western blot gibi elisa testi ile pozitif çıkan olguların doğrulanması için kullanılır.

Çabuk Aglütinasyon Tarama Testi; Rapid Aglütinasyon screening assay (RASA) elisa testi yapılamazsa kullanılabilir. Duyarlılığı düşüktür.

Ne Zaman Test Yaptırmalıyım ?

Birçok insanda HIV virüsüne karşı antikor oluşumu üçüncü ayda olur. HIV P24 antijeni ise ortalama 21. günde pozitif olur. İkinci testin de üçüncü ayda yapılması önerilir.

 

 

 

Bilgilendirme amaçlıdır. Lütfen tanı ve tedavi için hekiminize danışınız.

Talatpaşa Laboratuvarlar Grubu Biyokimya Uzmanı
Profesör Dr. Ahmet VAR 

Talatpaşa Laboratuvarlar Grubu Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı 
Dr. Selma GÖLLER

 

Whatsapp iletişim hatları fiyat alma ve yerinde hizmet, hafta içi 08:00 / 20:00 hafta sonu 08:00 / 19:00 arası hizmet vermektedir.

© Talatpasatip.com. Tüm Hakları Saklıdır.